CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA UZLAŞTIRMA NEDİR?

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA UZLAŞTIRMA NEDİR?
Editör: Konya Time
12 Mayıs 2020 - 16:27



Ceza Muhakemesi Hukukunda, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri hâlinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreçtir. Uzlaşmada taraflar, mağdurun zararının giderilmesi hususunda bir anlaşmaya varmaya çalışırlar. Mağdurun zararının giderilmesi, mağdura bir miktar tazminat ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, mağdur veya toplum için belirli bir kamu hizmetinde bulunulması şeklinde veya hukuka uygun başka herhangi bir edim şeklinde de olabilir.[1]

Uzlaşmanın Amacı

Faillerin kendi fiillerinin sonuçlarını görerek bizzat anlamaları için, suçun faili ile mağduru arasında doğrudan iletişim kurulmasıdır. Bu tür toplantılar mağdurların, klasik yargı sisteminin üstesinden gelmekte zorlandığı zayıflık duygusunu yenmelerine yardımcı olur. Eğitimli ve gönüllü uzlaştırmacılar, tarafların anlaşmaya varmalarına yardım etmek suretiyle adalet sistemini, mücadeleci ve cezalandırıcı bir süreçten işbirliğine dayalı bir sürece dönüştürebilir. Uzlaşma, mağdurların ve faillerin, gerçek anlamda sorumluluklarını bilmeleri ve uzlaşmaları için neye ihtiyaç duyduklarını anlamalarını sağlar.[2]

Uzlaşmada, hem faillerin, hem mağdurların topluma yeniden kazandırılarak, uğradıkları zararların giderildiğine inanılır. Uzlaşmaya katılım her iki taraf için de tamamen gönüllüdür ve süreçte gizlilik ilkesi esastır.

Uzlaştırmanın temel amaçları ise şu şekilde özetlenebilir:

1) Onarıcı adalet anlayışının amaçlarını gerçekleştirebilmek,

2) Mağdurun suçtan doğan zararını kısa bir süre içerisinde gidermek,

3) Tarafları “tarafsız ve bağımsız” bir uzlaştırıcı tarafından barıştırmak,

4) Sosyal ve bireysel barışa hizmet ederek mahkemeler önünde birikmiş olan davaları, adalet sistemi dışına çıkararak çözmek ve böylece ceza mahkemelerinin iş yükünü azaltmak.[3]

Uzlaştırmanın Hukuki Niteliği

Uzlaştırma bu usul tamamlanmadan muhakemeye devam olunamayacağından , bir muhakeme engelidir.Bu yönüyle bir ceza muhakemesi kurumudur. Uzlaştırma kurumunun hukuki niteliği sadece ceza muhakemesi kurumu olması ile sınırlı değildir. Uzlaştırmada taraflar ve devlet arasındaki ceza ilişkisini bitirmesini olanak sağladığından maddi ceza hükümlerine tabidir. Bu özelliği ile uzlaştırma kurumu karma niteliğe sahiptir.[4]

Ceza adalet sistemimizde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesiyle uzlaşmaya başvurulması olanaklı kılınmıştır. Uzlaştırmanın amacı, ceza adalet sisteminde, mağdurun yararlarının gözetilmesi, mağdurun tatmin edilmesi, suça karşı salt ceza yaptırımı uygulamak yerine zararın giderilmesi ve onarıma ağırlık verilmesidir. Uzlaştırmanın hedefi, suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir uzlaştırmacının girişimiyle çözmektir. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, zararın gideriminin sağlanması olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir de moral unsur vardır. Bu nedenle uzlaşma, suçun faili bakımından cezanın “özel önleme” fonksiyonuna yardım ettiği gibi, mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, kural olarak, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma bundan başka, kamuda da, fille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla toplumsal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur. Uzlaşmayla sonuçlanan suçlarda mükerrerlik oranı daha düşük olmaktadır. Keza, tarafların özgür iradesi ile başarıyla sonuçlanan uzlaşmada, klasik yargılama sonucunda ortaya çıkan kararın yarattığı memnuniyetsizlik dolayısıyla ortaya çıkan yeni suç işleme ve hakkını bizzat alma eğilimleri de ortadan kalkmaktadır. Nihayet uzlaşma, bu kapsamdaki suçlar dolayısıyla kişilerin mahkûm olmamaları dolayısıyla, ceza infaz kurumlarındaki kapasitenin azaltılması bakımından da olumlu bir etkiye sahiptir. Uzlaşma kapsamında kalan suçlara verilebilecek olan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması bakımından bir yarar sağlayamadığı bilinmektedir.[5]

Uzlaştırmada Edim[6]

- Fiilden kaynaklanan maddi veya manevi zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi

- Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddi veya manevi zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi

- Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,

- Mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi,

- Topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması,

- Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi olabilir.

- Taraflar uzlaştırma süreci sonunda edimsiz olarak da uzlaşabilirler.

Uzlaştırmanın Genel Hükümleri ve Şartları

(1) Uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için mağdur ya da suçtan zarar görenin gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması gerekir.

(2) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda uzlaştırma hükümleri her bir şüpheli ya da sanık için ayrı ayrı değerlendirilir, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.

(3) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.

(4) Birden fazla suç olmasına rağmen kanunda tek ceza öngörülen hâllerde her suç için ayrı ayrı uzlaştırma yapılır.

(5) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

(6) Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma veya kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.

(7) Soruşturma evresinde mağdur veya suçtan zarar görenin ölümü hâlinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır. Kovuşturma evresi için Kanunun 243 üncü maddesi hükmü saklıdır.

(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma ya da kovuşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.

(9) Uzlaştırmaya tâbi suçlarda, uzlaştırma girişiminde bulunulmadan, kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.

(10) Şüpheli, sanık, mağdur ya da suçtan zarar görene Cumhuriyet savcısının onayı ile görevlendirilen uzlaştırmacı uzlaşma teklifinde bulunur.

(11) Uzlaştırmacı kendisine tevdî edilen görevi bizzat yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen veya tamamen başka bir kimseye bırakamaz.

(12) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.

(13)Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.

(14)Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.

(15)Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin

(16)Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

Çocuklar Hakkında Uzlaştırma Hükümleri[7]

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 13. Maddesine

göre; “Anlaşmazlıkların önüne geçmek veya çözmek, adli bir merci önünde çocukları ilgilendiren davaları önlemek için Taraflar, arabuluculuk ve anlaşmazlıkların çözümüne yönelik diğer tüm yöntemlerin uygulanmasını ve Taraflarca belirlenen uygun durumlarda bu yöntemlerin bir anlaşmaya varmakla kullanılmasını teşvik ederler.”

5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3/1-a göre Suça Sürüklenen Çocuk

“Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilençocuğu’’ ifade eder.

CMUK 253/1-c “Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar’’ ifade edilerek suça sürüklenen çocuklar ayrıca belirlenmiştir. Söz konusu hükümde belirtildiği üzere suça sürüklenen çocukların işlemiş olduğu suçlarda iki koşul ön plana çıkmaktadır.

Bunlardan ilki suçtan zarar görenin gerçek ve özel hukuk tüzel kişisi olması, ikinci olarak hapis veya adli para ceza sınırının üst sınırı üç yılı geçmemiş olmasıdır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, sadece suça sürüklenen çocuklar bakımından uzlaştırma kapsamında kalan suçlar şu şekildedir;

TCK 86/1, 86/2, 86/3. Mad.- Kasten Yaralama,

TCK 90/1 mad. - İnsan Üzerinde Deney,

TCK 91/2, 91/6 mad. - Organ ve Doku Ticareti,

TCK 97/1 mad. – Terk,

TCK 98/1, 98/2 mad. - Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi,

TCK 101/2 mad. – Kısırlaştırma,

TCK 107/1, 107/2 mad. – Şantaj,

TCK 108/1 ( TCK 86/2, 86/3 ile birleşmesi halinde) mad. – Cebir,

TCK 114/1 mad. - Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

TCK 115/1, 115/2, 115/3 mad. - İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının

Engellenmesi,

TCK 117/2, 117/3, 117/4 mad. - İş ve Çalışma Hürriyetinin Kullanılmasının

Engellenmesi,

TCK 118/1, 118/2 mad. - Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

TCK 122/1 mad. - Nefret ve Ayrımcılık,

TCK 124/1 mad. - Haberleşmenin Engellenmesi,

TCK 125/3 mad. – Hakaret,

TCK 135/1 mad. - Kişisel Verilerin Kaydedilmesi,

Ceza Muhakemesi Kanunu Kapsaminda Uzlaştirma Kapsamina Giren Suçlar: Kuramsal Ve Hukuksal Bir Değerlendirme

338

TCK 138/1 mad. - Verileri Yok Etme,

TCK 144/1-a, 1-b mad. - Paydaş veya Elbirliği ile Malik Olunan Mal Üzerinde veya

Bir Hukuki ilişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla Hırsızlık,

TCK 162/1 mad. - Taksirli İflas,

TCK 163/1, 163/2, 163/3 mad. - Karşılıksız Yararlanma,

TCK 165/1 mad. - Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi,

TCK 166/1 mad. - Bilgi Vermeme,

TCK 231/1 mad. - Çocuğun Soy Bağını Değiştirme,

TCK 232/1, 232/2 mad. - Kötü Muamele,

TCK 233/2, 233/3 mad. - Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali,

TCK 234/1, 234/2 mad. - Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması,

TCK 243/1, 243/3, 243/4 mad. - Bilişim sistemine girme,

TCK 244/2 mad. - Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme Veya Değiştirme,

TCK 261/1 mad. - Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf,

TCK 265/1 mad. - Görevi yaptırmamak için direnme,

TCK 287/1 mad. - Genital Muayene,

TCK 298/1 mad. - Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme.

Dikkat edilmesi gereken ilk husus, suça sürüklenen çocuğun işlediği eylemin mağdurunun kamu yahut toplumu oluşturan tüm bireyler olmamasıdır. Bu ihtimalde uzlaştırma mümkün olamaz.

Örneğin, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu (m.216), kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu (m.228), dilencilik suçu (m.229)gibi.

İkinci olarak, bu hükmün uygulanmasında, ilgili suç tipinin yalnızca temel şeklinin yaptırımı değil, nitelikli unsurların varlığı halinde uygulanması ihtimali bulunan ceza miktarı dikkate alınır, yaş küçüklüğü sebebiyle (TCK.m.31) vaki indirim göz önünde tutulmaz (Yenidünya, 2017).

UZLAŞTIRMA KAPSAMINA GİREN SUÇUN UZLAŞTIRMA KAPSAMA GİRMEYEN SUÇLA BİRLİKTE İŞLENMESİ

T.C. Yargıtay [8]

3. Ceza Dairesi

E: 2016/3159 K: 2016/19031 K.T.: 09.11.2016

Özet: 09.07.2009 tarih ve 27283 numaralı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı yasanın 8.maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın 3.maddesine eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz”şeklindeki düzenleme karşısında ,uzlaşma kapsamına giren hakaret suçunun uzlaşma kapsamına girmeyen kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaralama suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle tebliğnamenin hakaret suçu nedeniyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

HÜKÜM: Sanığın mahkumiyetlerine dair Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 09.07.2009 tarih ve 27283 numaralı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı yasanın 8.maddesiyle 5271 sayılı CMK’nin 3.maddesine eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz”şeklindeki düzenleme karşısında ,uzlaşma kapsamına giren hakaret suçunun uzlaşma kapsamına girmeyen kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaralama suçu ile birlikte işlenmesi nedeniyle tebliğnamenin hakaret suçu nedeniyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 09.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2013/20

Karar Sayısı : 2013/50

Karar Günü : 3.4.2013

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Antalya 15. Asliye Ceza Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU : 4.12.2004 günlü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin (3) numaralı fıkrasının sonuna, 26.6.2009 günlü, 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesiyle eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” cümlesinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.

I- OLAY

Sanık hakkında basit yaralama, hakaret, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlâl ve tehdit suçlarından açılan kamu davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

II- İTİRAZIN GEREKÇESİ

“Sanık ...’ün 06.12.2012 tarihinde müşteki ...’a karşı basit yaralama, alenen hakaret, geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal ve tehdit suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, soruşturma dosyasının tetkikinde isnat edilen suçlardan basit yaralama, alenen hakaret ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçlarının 5271 sayılı CMK.’nın 253/1. maddesi kapsamında uzlaşma kapsamında kalmasına karşın uzlaşma işleminin yapılmaksızın mahkememize kamu davası açıldığı gerekçesiyle iddianamenin 5271 sayılı TCK’nın 174/1-c maddesi gereğince iadesine karar verildiği, bu karara C. Savcısı tarafından 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesi gereğince sanığın aynı anda işlediği iddia olunan tehdit suçunun uzlaşma kapsamında kalan suçlardan olmadığı bu sebeple uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle iddianamenin iadesi kararına yapılan itiraz üzerine Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.01.2013 gün ve 2013/19 D.iş sayılı kararıyla C. Savcısının itirazının kabulüne ve mahkememizin iddianamesinin iadesine yönelik kararın kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmakla;

5271 sayılı Kanunla yasa koyucu bazı suçlar açısından kovuşturma aşamasına geçilmeden önce şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören kişilerin uzlaştırılması yoluna gidilerek tüm uyuşmazlıkların mahkeme önüne götürülmeden halli ile mahkemelerin iş yükünün artmaması hedeflenmiş olup 04.12.2004 tarihinde kabul edilen 5271 sayılı CMK.’nın 253. maddesinin ilk hali ile 06.12.2006 gün ve 5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik düzenleme ile de bu yönde hükümler getirilmesine karşın, 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine eklenen bir cümle ile “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü getirilerek uzlaşma kapsamında kalan bir suçla beraber işlenen ve kapsama girmeyen bir suçun birlikle işlenmesi hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde düzenleme yapıldığı;

Mahkememizce bakılmakta olan kamu davasına uygulanacak bir kanun hükmü olan 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile getirilen düzenleme ile sanık hakkında uzlaşma hükümlerinin uygulanabilecek suçlardan olan kasten basit yaralama; alenen hakaret ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının sanığın bu suçlarla birlikte tehdit suçunu da işlediği iddiası ile artık uzlaşma kapsamında kalmadığı oysa sanığın işlediği iddia edilen her suçun birbirinden bağımsız ve ayrı olarak değerlendirilmesinin gerektiği, uzlaşma kapsamında kalan bir suçun sırf uzlaşma kapsamında kalmayan bir suçla beraber işlendiği gerekçesiyle uzlaşma kapsamından çıkartılmasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. maddesindeki kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu kanısıyla 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 40. ve devam maddeleri gereğince Anayasa Mahkemesine 5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmünün iptali için itiraz kanun yoluna başvurulmasına ve başvuru sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar vermek gerekmiştir.

Gerekçesi yukarda izah edildiği üzere;

5271 sayılı CMK.’nın 253/3. maddesine 26.06.2009 gün ve 5918 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğundan iptali için Anayasa Mahkemesine itiraz kanun yoluna başvurulmasına;

Anayasa Mahkemesinin başvuru sonucunda vereceği kararın bekletici mesele yapılmasına,

Dair dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonucu tensiben karar verildi.”

Uzlaştırma Kapsamına Giren İki Suçun Birlikte İşlenmesi

Aralarında yer veya zaman birlikteliği bulunan veya aynı amaç kapsamında işlenen birden fazla suçun tamamı uzlaştırma kapsamında ise, her bir suç bakımından ayrı ayrı uzlaştırma hükümleri uygulanır.[9]

Uzlaştırma Kapsamına Giren suçlar ve İstisnaları[10]

  • TCK 86/1, 86/2, 86/3. Mad.- Kasten Yaralama,

  • TCK 90/1 mad. - İnsan Üzerinde Deney,

  • TCK 91/2, 91/6 mad. - Organ ve Doku Ticareti,

  • TCK 97/1 mad. – Terk,

  • TCK 98/1, 98/2 mad. - Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi,

  • TCK 101/2 mad. – Kısırlaştırma,

  • TCK 107/1, 107/2 mad. – Şantaj,

  • TCK 108/1 ( TCK 86/2, 86/3 ile birleşmesi halinde) mad. – Cebir,

  • TCK 114/1 mad. - Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

  • TCK 115/1, 115/2, 115/3 mad. - İnanç Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının Engellenmesi,

  • TCK 117/2, 117/3, 117/4 mad. - İş ve Çalışma Hürriyetinin Kullanılmasının

  • Engellenmesi,

  • TCK 118/1, 118/2 mad. - Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi,

  • TCK 122/1 mad. - Nefret ve Ayrımcılık,

  • TCK 124/1 mad. - Haberleşmenin Engellenmesi,

  • TCK 125/3 mad. – Hakaret,

  • TCK 135/1 mad. - Kişisel Verilerin Kaydedilmesi,

Ceza Muhakemesi Kanunu Kapsaminda Uzlaştirma Kapsamina Giren Suçlar: Kuramsal Ve Hukuksal Bir Değerlendirme

  • 338

  • TCK 138/1 mad. - Verileri Yok Etme,

  • TCK 144/1-a, 1-b mad. - Paydaş veya Elbirliği ile Malik Olunan Mal Üzerinde veya

  • Bir Hukuki ilişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla Hırsızlık,

  • TCK 162/1 mad. - Taksirli İflas,

  • TCK 163/1, 163/2, 163/3 mad. - Karşılıksız Yararlanma,

  • TCK 165/1 mad. - Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi,

  • TCK 166/1 mad. - Bilgi Vermeme,

  • TCK 231/1 mad. - Çocuğun Soy Bağını Değiştirme,

  • TCK 232/1, 232/2 mad. - Kötü Muamele,

  • TCK 233/2, 233/3 mad. - Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali,

  • TCK 234/1, 234/2 mad. - Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması,

  • TCK 243/1, 243/3, 243/4 mad. - Bilişim sistemine girme,

  • TCK 244/2 mad. - Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme Veya Değiştirme,

  • TCK 261/1 mad. - Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf,

  • TCK 265/1 mad. - Görevi yaptırmamak için direnme,

  • TCK 287/1 mad. - Genital Muayene,

  • TCK 298/1 mad. - Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme.

Uzlaştırma Kapsamında Kalan Suçlar ve Tablosu[11]

YETİŞKİNLER -SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR BAKIMINDAN UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA KALAN SUÇLARAİLİŞKİN TABLO

SIRA NO

SUÇUN ADI

MADDE/FIKRA

ŞİKAYETE TABİ Mİ

KANUNDA ÖNGÖRÜLEN CEZA MİKTARI

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU

1

Kasten yaralama

86/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

2

Kasten yaralama

86/2

Evet

Dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

3

Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi

88

-

-

4

Taksirle yaralama

89/1

Evet

Üçaydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

5

Taksirle yaralama

89/2

Evet (bilinçli taksir halinde hayır)

Birinci fıkraya göre belirlenen cezanın, yarı oranında artırılması

6

Taksirle yaralama

89/3

Evet(bilinçli taksir halinde hayır

Birinci fıkraya göre belirlenen cezanın bir kat artırılması

7

Taksirle yaralama

89/4

Evet(bilinçli taksir halinde hayır

Altı aydan üç yıla kadar hapis cezası

8

Tehdit

106/1. ikinci cümle

Evet

Altı ayakadarhapisveya adlî paracezası

9

Tehdit

106/1 birinci cümle

Hayır

Altı aydan iki yıla kadar hapis cezası

10

Konut dokunulmazlığının ihlali

116/1

Evet

Altı aydan iki yılakadar hapis cezası

11

Konut dokunulmazlığının ihlali

116/2

Evet

Altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

12

Konut dokunulmazlığının ihlali

116/4

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

13

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali

117/1, 119/1-c

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

14

Kişilerin huzur ve sükununu bozma

123/1

Evet

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

15

Hakaret

125/1

Evet

Üçaydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

16

Hakaret

125/2

Evet

Üçaydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

17

Hakaret

125/3-b, 3-c

Evet

Alt sınırı bir yıl hapis cezası

18

Kişinin hatırasına hakaret

130/1

Evet

Üçaydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

19

Kişinin hatırasına hakaret

130/2

Evet

Üç aydan iki yıla kadar hapis cezası

20

Haberleşmenin gizliliğini ihlal

132/1

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

21

Haberleşmenin gizliliğini ihlal

132/2

Evet

İki yıldan beşyıla kadar hapis cezası

22

Haberleşmenin gizliliğini ihlal

132/3

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

23

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

133/1

Evet

İki yıldan beşyıla kadar hapis cezası

24

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

133/2

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

25

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

133/3

Evet

İki yıldan beş yılakadar hapis ve dörtbin güne kadaradlîpara cezası

26

Özel hayatın gizliliğini ihlal

134/1

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

27

Özel hayatın gizliliğini ihlal

134/2

Evet

İki yıldan beşyıla kadar hapis cezası

28

Hırsızlık

141/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

29

Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık

144/1-a,1-b

Evet

İki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

30

Kullanma hırsızlığı

146/1

Evet

-

31

Mala zarar verme

151/1

Evet

Dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası

32

Mala zarar verme

151/2

Evet

Dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası

33

Hakkı olmayan yere tecavüz

154/1

Evet

Altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası

34

Güveni kötüye kullanma

155/1

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası

35

Güveni kötüye kullanma

155/2

Hayır

Bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası

36

Bedelsiz senedi kullanma

156/1

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası

37

Dolandırıcılık

157/1

Hayır

Biryıldan beş yılakadar hapis ve beşbingünekadaradlîparacezası

38

Dolandırıcılık daha az cezayı gerektiren hal

159/1

Evet

Altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

39

Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf

160/1

Evet

Biryılakadarhapisveya adlî paracezası

40

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi

165

Hayır

Altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası

41

Açığa imzanın kötüye kullanılması

209/1

Evet

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

42

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali

233/1

Evet

Bir yıla kadar hapis cezası

43

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması

234/1

Hayır

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

44

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması

234/2

Hayır

Birinci fıkra kapsamında verilen cezanınbirkatıoranında artırılması

45

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması

234/3

Evet

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

46

Ticari sır, bankacılıksırrı veyamüşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması

239/1

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası

47

Ticari sır, bankacılıksırrı veyamüşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması

239/2

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası

48

Ticari sır, bankacılıksırrı veyamüşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması

239/3

Hayır

Birinci fıkraya göre belirlenen cezanın üçte biri oranında artırılması

1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU

1

Ticaridefterlervesırsaklamahükümleri ve ceza

25

Evet

Biryılakadarhapisveya adlî paracezası

2004 SAYILI İCRA VE İFLAS KANUNUNDA YER ALAN UZLAŞTIRMAYA TABİ SUÇLAR

1

Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası

331/1

Evet

Altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası

2

Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası

331/2

Evet

Altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası

3

Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası

331/3

Evet

Altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası

4

Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası

331/4

Evet

İki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin günekadaradli para cezası

5

Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştıran borçlunun cezası

332/1

Evet

Onbeşgündenaltıayakadar hapis cezası

6

Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştıran borçlunun cezası

332/2

Evet

Onbeşgündenaltıayakadar hapis cezası

7

Ticari işletmede yöneticinin sorumluluğu

333/a/1

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası

8

Ticari işletmede yöneticinin sorumluluğu

333/a/2

Evet

İkibin güne kadar adli para cezası

9

Konkordatoda veyasermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasında yetkili kimseleri hatayadüşürenya dakonkordato veya uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma koşullarına uymayan borçlunun cezası

334

Evet

Altı aydan bir yıla kadar hapis cezası

10

Ticareti terk edenlerin cezası

337/a/1

Evet

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

11

Hakikata muhalif beyanda bulunanların cezası

338/1

Evet

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

12

Sermaye şirketlerinin iflasını istemek mecburiyetinde olanların cezası

345/a

Evet

Ongünden üçaya kadar hapis cezası

3573 SAYILI ZEYTİNCİLİĞİN ISLAHI VE YABANİLERİNİN AŞILATTIRILMASI HAKKINDA KANUN

1

Zeytinliklere herçeşithayvansokulması, yerleşim sahaları hariç, zeytin sahalarına enaz bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması

14/3

Evet

Üçayakadarhapisveya adlîpara cezası

5042 SAYILI YENİ BİTKİ ÇEŞİTLERİNE AİT ISLAHÇI HAKLARININ KORUNMASINA İLİŞKİN KANUN

1

İhlal sayılan haller ve yaptırımlar

66/1-a

Evet

Bir yıldan iki yıla kadar hapis veya bingüne kadar adlî para cezası

2

İhlal sayılan haller ve yaptırımlar

66/1-b

Evet

İkiyüzelligündenazolmamak üzere adlî para cezası

5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU

1

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/1.1

Evet

Biryıldan beşyılakadar hapis veya adlî para cezası

2

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/1.2

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

3

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/1.3

Evet

Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

4

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/1.4

Evet

Altı aya kadar hapis cezası

5

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/1.5

Evet

Altı aya kadar hapis cezası

6

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/1.6

Evet

Üçaydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

7

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz

71/2

Evet

Üç aydan iki yıla kadar hapis cezası

8

Koruyucu programları etkisiz kılmaya yönelik hazırlık hareketleri

72/1

Evet

Kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası

5941 SAYILI ÇEK KANUNU

1

Kısmen veya tamamen karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak, talebe rağmen, karşılıksızdır işl. yapmama

7/4

Evet

Bir yılda kadar hapis cezası

2

Diğer ceza ve hükümleri

7/5

Evet

Bir yılda kadar hapis cezası

6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU

1

Cezayı gerektiren fiiller

62/1-a

Evet

Fiildahaağırcezayıgerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, iki yıla kadar hapis

veya adli para cezası

2

Cezayı gerektiren fiiller

62/1-b

Evet

Fiildahaağırcezayıgerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, iki yıla kadar hapis veya adli para cezası

3

Cezayı gerektiren fiiller

62/1-c

Evet

Fiildahaağırcezayıgerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, iki yıla kadar hapis

veya adli para cezası

4

Cezayı gerektiren fiiller

62/1-d

Evet

Fiildahaağırcezayıgerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, iki yıla kadar hapis

veya adli para cezası

6750 SAYILI TİCARİ İŞLEMLERDE TAŞINIR REHNİ KANUNU

1

Müeyyideler

16/1

Evet

Güvence altına alınan borç tutarının yarısını geçmemek üzere adli para cezası

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU

1

Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler

30/1

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar

adli para cezası

2

Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler

30/2

Evet

Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası

3

Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler

30/3

Evet

İki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası

SADECE SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR BAKIMINDAN UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA KALAN SUÇLAR

1

Kasten yaralama

86/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

2

Kasten yaralama

86/2, 86/3

Hayır

TCK86/2 maddesine göre belirlenen cezanın

yarı oranında artırılması

3

İnsan üzerinde deney

90/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

4

Organ ve doku ticareti

91/2

Hayır

Bir yıla kadar hapis cezası

5

Organ ve doku ticareti

91/6

Hayır

Bir yıla kadar hapis cezası

6

Terk

97/1

Hayır

Üç aydan iki yıla kadar hapis cezası

7

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi

98/1

Hayır

Biryılakadarhapisveya adlî paracezası

8

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi

98/2

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

9

Kısırlaştırma

101/2

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

10

Şantaj

107/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası

11

Şantaj

107/2

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası

12

Cebir

108/1( TCK 86/2,

86/3 ile birleşmesi halinde)

Hayır

Kasten yaralama suçundan verilecek cezanın üçte birinden yarısına kadar artırılması

13

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi

114/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

14

İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi

115/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

15

İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi

115/2

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

16

İnanç düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi

115/3

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

17

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali

117/1, 119/1-c

Hayır

Altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası

18

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali

117/2

Hayır

Altı aydan üçyıla kadar hapisveya yüz günden az olmamak üzere

adlî para cezası

19

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali

117 / 3

Hayır

Altı aydan üçyıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere

adlî para cezası

20

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali

117/4

Hayır

Altı aydan üç yıla kadar hapis cezası

21

Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi

118/1

Hayır

Altı aydan iki yıla kadar hapis cezası

22

Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi

118/2

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

23

Nefret ve ayrımcılık

122/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

24

Haberleşmenin engellenmesi

124/1

Hayır

Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına

25

Hakaret

125/3

Hayır

Alt sınırı bir yıl hapis cezası

26

Kişisel verilerin kaydedilmesi

135/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

27

Verileri yok etmeme

138/1

Hayır

Bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası

28

Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık

144/1-a, 1-b, 143

Hayır

TCK 144. maddeye göre verilecek cezanın yarı oranında artırılması

29

Taksirli iflas

162/1

Hayır

İki aydan bir yıla kadar hapis cezası

30

Karşılıksız yararlanma

163/1

Hayır

İki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para cezası

31

Karşılıksız yararlanma

163/2

Hayır

Altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası

32

Karşılıksız yararlanma

163/3

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

33

Bilgi vermeme

166/1

Hayır

Altı ayakadarhapisveya adlî paracezası

34

Çocuğun soybağını değiştirme

231/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

35

Kötü muamele

232/1

Hayır

İki aydan bir yıla kadar hapis cezası

36

Kötü muamele

232/2

Hayır

Bir yıla kadar hapis cezası

37

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali

233/2

Hayır

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

38

Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali

233/3

Hayır

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

39

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması

234/1

Hayır

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

40

Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması

234/2

Hayır

TCK 234/1. maddeye göre belirlenen cezanın bir katı oranında artırılması

41

Bilişim sistemine girme

243/1

Hayır

Bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası

42

Bilişim sistemine girme

243/3

Hayır

Altı aydan iki yıla kadar hapis cezası

43

Bilişim sistemine girme

243/4

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

44

Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme

244/2

Hayır

Altı aydan üç yıla kadar hapis cezası

45

Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf

261/1

Hayır

Fiil dahaağırcezayıgerektiren birsuç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası

46

Görevi yaptırmamak için direnme

265/1

Hayır

Altı aydan üçyılakadar hapis cezası

47

Genital muayene

287/1

Hayır

Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

48

Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme

298/1

Hayır

Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası

Özel Kanunlar[12]

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, mad. 71/1.1, 71/1.2, 71/1.3, 71/1.4,71/1.5, 71/1.6,72/1

Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz ve koruyucu programları etkisiz kılmaya yönelik hazırlık hareketleri (5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, (1951). T.C. Resmi Gazete, 7981, 13 Aralık 1951)

•6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu mad. 62/1-a, 62/1-b, 62/1-c, 62/1-d Cezayı gerektiren fiiller (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, (2011). T.C. Resmi Gazete 27846, 14 Şubat 2017)

•5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun mad. 66/1-a, 66/1-b - İhlal sayılan haller ve yaptırımlar (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, (2011). T.C. Resmi Gazete 27846, 14 Şubat 2017)

•3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun mad. 14/3 - Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması, yerleşim sahaları hariç, zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması (3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun, (1939). T.C. Resmi Gazete, 4126, 7 Ocak 1939)

• 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu mad. 30/1, 30/2, 30/3 - Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler (6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (2016). T.C. Resmi Gazete, 29944, 10 Ocak 2017)

• 5941 sayılı Çek Kanunu mad. 7/4, 7/5 - Diğer ceza hükümleri (5941 Sayılı Çek Kanunu (2009). T.C. Resmi Gazete, 27438, 10 Aralık 2009)

•1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu mad. 25 - Ticari defterler ve sır saklama hükümleri ve ceza (1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu (1969). T.C. Resmi Gazete, 13195, 10 Mayıs 1969)

• 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu mad. 80 - İlan etmeme, bilgi vermeme ve mahkeme kararına uymama (2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu(1983). T.C. Resmi Gazete, 18040, 7 Mayıs 1983)

• 1447 Sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu mad. 12 – Ticari işletme sahibinin cezalandırılması ve tazminata mahkûm edilmesi (1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu (1971). T.C. Resmi Gazete, 13909, 28 Temmuz 1971)

KESİNLEŞMİŞ KARARLAR YÖNÜNDEN DE UZLAŞTIRMA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI GEREKTİĞİ[13]

Özet: 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma, sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi ceza hukukunu da ilgilendirmesi nedeniyle kesinleşmiş kararlar yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında; itirazın bu nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

T.C.

Yargıtay

15. Ceza Dairesi

E: 2017/27722 K: 2017/19171 K.T.: 02.10.2017

“İçtihat Metni”

Dolandırıcılık suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1,52.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 200,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair, Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/01/2014 tarihli ve 2012/803 esas, 2014/10 sayılı kararının infazı sırasında, infaz savcılığı tarafından 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle, hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, öncelikle infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi talebinin reddine dair anılan Mahkemenin 15/12/2016 tarihli ve aynı sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/01/2017 tarihli ve 2017/36 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21/04/2017 gün ve 94660652-105-07-1364-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/05/2017 gün ve 2017/27095 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara da uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesindeki” Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki hüküm uyarınca, kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma, sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle, mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da, fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi ceza hukukunu da ilgilendirmesi nedeniyle kesinleşmiş kararlar yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında; itirazın bu nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2017 tarih ve 2017/36 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, hükümlü, bu suçtan cezaevine alınmışsa, İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse bu suçtan derhal tahliyesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ[14]

E. 2015/10897

K. 2017/21205

T. 2.10.2017

* KASTEN YARALAMA/TEHDİT SUÇU ( Sanığın Kişilik Özellikleri İle Duruşmadaki Tutum ve Davranışları Göz Önünde Bulundurularak Yeniden Suç İşleyip İşlemeyeceği Hususunda Bir Değerlendirme Yapılıp Sonucuna Göre HAGB Kararı Verilmesi Gerektiği - 5237 S.K. Md. 2 ve 7 Gözetilerek Uzlaştırma İşlemi Uygulanarak Sonucuna Göre Sanığın Hukuki Durumunun Değerlendirilmemesinin İsabetsiz Olduğu )

* TEMEL CEZANIN BELİRLENMESİ ( Hükmün Gerekçesinde Kasten Yaralama Suçundan Verilecek Cezada Alt Sınırdan Uzaklaşılacağının Belirtildiği/Hüküm Kurulması Sırasında Alt Sınırdan Uzaklaşılmayı Gerektirecek Bir Durum Bulunmadığının Yazıldığı/Teşdit Uygulanmak Suretiyle Hükmün Karıştırıldığı )

* HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI ( Sanığın Kişilik Özellikleri İle Duruşmadaki Tutum ve Davranışları Göz Önünde Bulundurularak Yeniden Suç İşleyip İşlemeyeceği Hususunda Bir Değerlendirme Yapılıp Sonucuna Göre HAGB Kararı Verilmesi Gerektiği - Sanığın “Katılana Ait Zararı Giderdiğine Dair Dosya İçerisinde Bir Delil Olmadığı” Şeklinde Kanuni ve Yeterli Olmayan Gerekçeyle 5271 S. Kanunun 231/6. Maddesinin Uygulanmasına Yer Olmadığına Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )

* UZLAŞMA ( Tehdit Suçunun Uzlaştırma Kapsamında Bulunduğu/Yaralama Suçu Yönünden İse Uzlaşma Önerisinin Yapıldığı Tarihte Engel Bulunduğu/Yeni Düzenleme Karşısında Bu Suç Yönünden de Uzlaşma Önerisinde Bulunulması Gerektiği - 5237 S.K. Md. 2 ve 7 Gözetilerek Uzlaştırma İşlemi Uygulanarak Sonucuna Göre Sanığın Hukuki Durumunun Değerlendirilip Belirlenmesi Gerektiği ) 5271/m.231/6, 253 6763/m.34 5237/m.2, 7, 86/2, 106/1

ÖZET : Dava, kasten yaralama ve tehdit suçuna ilişkindir.

Hükmün gerekçesinde kasten yaralama suçundan verilecek cezada alt sınırdan uzaklaşılacağının belirtilmesine karşın, hüküm kurulması sırasında alt sınırdan uzaklaşılmayı gerektirecek bir durum bulunmadığı belirtilip ancak yine teşdit uygulanmak suretiyle hükmün karıştırılması,

CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "sanığın katılana ait zararı giderdiğine dair dosya içerisinde bir delil olmadığı" şeklinde kanuni ve yeterli olmayan gerekçeyle, anılan kanun maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,

Uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, TCK'nın 86/2. maddesi kapsamındaki yaralama suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 Sayılı CMK'nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Sanık hakkında yaralama suçunda hapis cezası tercih edildiği halde, cezanın TCK'nın 50/2. maddesi hükmüne aykırı olarak adli para cezasına çevrilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Ancak;

1-)Hükmün gerekçesinde kasten yaralama suçundan verilecek cezada alt sınırdan uzaklaşılacağının belirtilmesine karşın, hüküm kurulması sırasında alt sınırdan uzaklaşılmayı gerektirecek bir durum bulunmadığı belirtilip ancak yine teşdit uygulanmak suretiyle hükmün karıştırılması,

2-)CMK'nın 5728 Sayılı Kanun ile değişik 231. maddesinin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramı, ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara dair olup, manevi nitelikteki zararı kapsamaması ve sanığa yükletilen tehdit suçundan dolayı da, müştekinin uğradığı maddi nitelikte bir zararın bulunmaması karşısında; CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "sanığın katılana ait zararı giderdiğine dair dosya içerisinde bir delil olmadığı" şeklinde kanuni ve yeterli olmayan gerekçeyle, anılan kanun maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,

3-)Kabule göre de;

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, TCK'nın 86/2. maddesi kapsamındaki yaralama suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 Sayılı CMK'nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, 1 ve 2 numaralı bozma nedeni hariç diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 5. Ceza Dairesi 2010/2229 E.N , 2010/7067 K.N. İçtihat[15]

Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun takibi şikayete bağlı olsun olmasın, suçun uzlaşma hükümleri kapsamında kaldığı gözetilmelidir.

(Karar Tarihi : 30.09.2010)

Irza geçmeye teşebbüs ve mesken masuniyetinin ihlali suçlarından sanık M___ K___'ın bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; eylemi basit cinsel saldırıya teşebbüs niteliğinde görülerek bu suçtan ve mesken masuniyetinin ihlali suçundan mahkumiyetine dair, A___ 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.10.2008 gün ve 2008/101 Esas, 2008/269 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Sanığın katılanın vücudunu okşamak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin tamamlanan basit cinsel saldırı suçuna uyduğu gözetilmeden teşebbüs hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,

Mesken masuniyetinin ihlali suçunun takibi şikayete bağlı olsun veya olmasın 5560 sayılı Yasanın 24. maddesi ile değişik CMK.nun 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı, uzlaşmanın ise bir kovuşturma şartı olduğu nazara alınarak 5271 sayılı Yasanın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemi yapılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 E. 2009/13 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığının belirtilmesi ve olayda da katılanın dosyaya yansıyan maddi bir zararının da bulunmadığı gözetilmeden katılanın zararının giderilmemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 30.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Mevzuat Hükmü : Ceza Muhakemesi Kanunu MADDE 253 :(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel

kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:

a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.

b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),

2. Taksirle yaralama (madde 89),

3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),

4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),

5. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2)

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde

119, birinci fıkra (c) bendi),

6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),

7. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) Güveni kötüye kullanma (madde 155),

8. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),

9. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),

10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),

11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması

(dördüncü fıkra hariç, madde 239),

suçları.

c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.

(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.

(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz. (1)

(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır. (2)

(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.

(6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.

(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.

(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.

(9) (Mülga: 24/11/2016-6763/34 md.)

(10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur.

(11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği verilir. Uzlaştırma bürosu uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır. (3)

(12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir. (3)

(13) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.

(14) Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir.

(15) Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı Cumhuriyet savcısına gönderir.(1)

(16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.

(17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.

(18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

(20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.

(21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez. (1)

(22) (Değişik birinci cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırmacıya Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tarifeye göre ücret ödenir. Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri, yargılama giderlerinden sayılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.

(23) Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen kanun yollarına başvurulabilir.

(24) (Değişik: 24/11/2016-6763/34 md.) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.

(25) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.)Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.

Uzlaşma Ve Sonuçları

Soruşturma evresinde uzlaşmanın gerçekleşmesi ve edimin yerine getirilmesi hâlinde, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar(takipsizlik) verilir ve adlî sicile kaydedilmez. Aksi hâlde kamu davası açılır.

Kovuşturma evresinde uzlaşmanın gerçekleşmesi ve edimin yerine getirilmesihâlinde, sanık hakkında düşme kararı verilir ve adlî sicile kaydedilmez. Aksi hâlde yargılamaya devam olunur.

Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.[16]

Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.

TEHDİT – UZLAŞTIRMA – HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI[17]

ÖZET: Sanık hakkında verilen ve açıklanması geri bırakılan hükümden sonra deneme süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan hükmün gerekçesiz bırakılması, hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun tehdit olması ve tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında bu suça dair uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunmasının BOZMAYI GEREKTİRDİĞİNE DAİR KARARDIR.

T.C.

Yargıtay

4. Ceza Dairesi

E: 2016/3079 K: 2017/23778 K.T.: 01.11.2017

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Tehdit, hakaret

HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

A-Sanığa yükletilen hakaret suçundan dolayı kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak sanık …’ın, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,

B-Tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Sanık hakkında verilen ve CMK’nın 231. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükümden sonra deneme süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; CMK’nın 230, 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan Anayasa’nın 141. ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230. maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması,

2-Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK’nın 106/1-1. cümlesi uyarınca hükmolunan tehdit olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ve TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, tehdit suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,

3-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Ve Uzlaşma

HAGB KARARINA RAĞMEN 5 YILLIK SÜRE İÇİNDE SUÇ İŞLENMESİ HALİNDE AÇIKLANMASINA KARAR VERİLECEK HÜKMÜN GEREKÇELİ OLMASI GEREKTİĞİ – TEHDİT SUÇUNUN 6763 SAYILI KANUN İLE UZLAŞMA KAPSAMINA GİRMESİNE RAĞMEN UZLAŞTIRMA İŞLEMİNİN UYGULANMAMIŞ OLMASI

Özet: Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1 maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.

T.C.

Yargıtay

4. Ceza Dairesi

E: 2014/14969 K: 2017/69 K.T.: 02.01.2017

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi

SUÇ : Tehdit

HÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz isteğinin reddi

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, gerekçeli kararın sanığa usulsüz olarak tebliğ edilmesi nedeniyle, temyiz isteğinin reddine dair ek karar kaldırılarak dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Sanığın 03/03/2010 tarih ve 2009/1212 E. 2010/326 K. sayılı ilamla hükümlülüğüne karar verilip, CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetim süresi içinde yükümlülük yüklenmemesine, hükmün kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde 30/09/2011 tarihinde yeniden yaralama ve hakaret suçlarını işlediğinden, hükmün CMK’nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;

Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,

2-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

HAGB, HÜKÜM AÇIKLANIRKEN SUÇ UZLAŞMAYA TABİ İSE UZLAŞMANIN YAPTIRILMASI GEREKİR

T.C

YARGITAY

4.CEZA DAİRESİ

ESAS NO: 2017/ 2884

KARAR NO: 2017 / 26155

KARAR TARİHİ: 29.11.2017

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1- Sanık hakkında verilen ve CMK'nın 231. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükümden sonra deneme süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; CMK'nın 230, 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, duruşma açılmadan ve Anayasa'nın 141. ve 5271 sayılı CMK'nın 34 ve 230. maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması,

2- 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29.11.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Av. Uğur ASLAN- Ankara Barosu





URL

YORUMLAR

  • 0 Yorum