İş kazası, Kanun’da;
- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
- Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak nitelendirilmiştir.
Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca; intihar, kalp krizi ve işyeri sınırları dahilinde kabul edilen alanlarda geçirilen hizmet ilişkisi ile nedensellik bağı kurulamayan durumlarda dahi iş kazası olduğu yönünde hüküm kurulmuş bulunmaktadır[2].
Meslek hastalığı ise Kanun’da kısaca şu şekilde tanımlanmıştır;
Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple yahut;
İşin yürütüm şartları yüzünden uğranılan geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir.
İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır. Meslek hastalığı, işin nitelik ve yürütüm şartlarından dolayı ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur.
İş Kazası Çeşitleri Nelerdir?
İş kazaları birçok alanda gerçekleşebilir. Bu anlamda bazılarından örnekler vererek iş kazası nedir hakkında sizleri kısaca bilgilendirmek istiyoruz.
Meslek Hastalıkları: İş yerinden kaynaklanan bulaşıcı hastalıklar, işçinin işveren faaliyeti sebebiyle mesleki olarak bünyesinde sıkıntı yaşaması meslek hastalığı olarak nitelendirilir. Bu durumda iş veren faaliyetini yaparken gerçekleştiği için iş kazası tanımı içinde yer almaktadır.
Trafik Kazası: Yine iş veren için çalışırken yaşanan trafik kazaları da iş kazası tanımı içinde yer alır. Ör: Motorlu kurye olan bir işçinin kargo taşırken geçirdiği kaza trafik kazası ama bunun bütününe iş kazası denir. Zira çalışırken gerçekleşen kazalar iş kazası tanımı içinde yer almaktadır.
Bildirim Süreleri
İş kazasının, hak mağduriyeti yaşamamak adına, Kanun’un 13. Maddesi uyarınca, sigortalının kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na bildirilmesi gerekmektedir.
Meslek hastalığı durumunda ise yine sigortalının kendisi tarafından bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile bildirilmesi gerekmektedir.
Bu süreler içerisinde, bildirim yapılmaması halinde, geç bildirim tarihine kadar geçen süre için geçici iş göremezlik ödeneği kendilerine ödenmeyecek, sadece bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir.
İş Kazalarında İşveren Sorumluluğu
İş kazalarını önleme bakımından, işverenin sadece işçisine koruyucu malzeme vermesi işvereni sorumluluktan kurtarır mı? Bu soru ile çok sık karşılaştığımızdan cevap vermek istiyoruz. Korucuyu malzemeden eğitimlere kadar her türlü tedbiri almak iş yeri sorumluluğundadır. Yani işverenler iş yerlerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine işçiler tarafından uyulup uyulmadığını sürekli denetleyeceklerdir. Örneğin koruyucu malzemeyi bulundurmakla yetinmeyecekler, denetim sonucu bunların kullanılmasını da sağlayacaklar, kullanmayanlara disiplin cezası uygulayabileceklerdir.
Kamu Yerlerinde Yaşanan Kazaların Durumu
Devlet kurumlarında yaşanan kazalarda illiyet bağı oluşturulabiliyor ise kurumun sorumluluğu vardır. Genelde devlet dairelerinde yaşanan kazalarda idare ile çalışanlar orta yol bularak konuyu uzlaşı ile sonuçlandırmaktadırlar. Ancak bazı durumlarda Arıkan Hukuk gibi konunun uzmanı bürolardan destek alarak davalar sonuçlandırılmaktadır.
İş Kazasında İşverenin Kusuru
İş kazasında işverene kusur sorumluluğu nispetince verilir. Örnek verecek olursak; Kesintisiz sürüş yapan şoförün kaza yapması kaçınılmazdır. Bu durumun önlemini almayan firma kusurlu sayılır. Ancak kaza dış etmenlerden dolayı oluşmuş ise işverenin kusuru oluşmayacaktır. Aradaki hassas denge maddelerle belirlenmiştir. Örneğin iş yerine koli getiren kargo görevlisinin iş yeri çalışanını yaralaması veya öldürmesi olayı bir iş kazası sayılacak ancak illiyet bağı kesildiği için işveren sorumlu olmayacaktır.
Birden Fazla İşveren Varsa Kazada Sorumlu Kim Olacaktır?
Aynı iş yerinde birden fazla işveren varsa meydana gelen iş kazasından kim sorumludur? Bu soruda sık bizden istenen bilgiler arasında yer almaktadır. Şayet aynı iş yerinde birden fazla gerçek kişi işveren varsa birlikte hukuki sorumluluk söz konusu olur. İş yerinde sadece ortaklığı bulunan işverenin varlığı halinde ise, hukuki sorumluluk soyut işverene de ait olur. İş yerinin işvereni bir gerçek kişi ise cezai açıdan sorumluluk bu işverene aittir. Aynı iş yerinde birden fazla gerçek kişi işveren varsa o zaman iş mevzuatına ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen ve o konuda yetkili kılınmış olan işveren cezai sorumluluğun muhatabı olur. Başka bir deyişle, somut-soyut işveren ayrımı sorumluluk yönünden önem taşımakta, hukuki sorumluluk soyut işverene ait olmakta; cezai ve idari sorumluluk somut işverene yüklenmektedir.
Dava Çeşitleri?
Rücu davası SGK tarafından işverene açılan davadır. İş kazası raporu sonucunda işçinin sigortasız çalıştırılması, primlerinin yatmamış olması, olayda ihmal olması, işverenin işçinin güvenliğini sağlamak için yeterli önlemleri almamış olması durumunda, SGK iş kazası ile ilgili olarak işçiye ödediği tutarı işverenden alabilir.
İş kazası davaları kesinleştiğinde ise işçi tazminat davalarına başvurur. SGK’nın iş raporu sonucunda yürüttüğü davada, iş kazasında işveren haksız görülürse veya iş kazası olduğu iş kazası raporu davasında kesinleşir ise, işçi tazminat davalarına başvurur. Bu durumda işçinin açabileceği tazminat davaları; Maddi tazminat davası, Manevi tazminat davası, İş görememezlik tazminat davası, Destekten yoksun olmak tazminat davasıdır. Bu davaları işçi veya işçi yakınları farklı şekilde açabilir.
COVID-19 Kapsamında İş Kazası Değerlendirmesi
4/b statüsündeki sigortalıların COVID-19 teşhisi konması halinde, yaptıkları iş ile yakın bağı gözetilerek, iş kazası veya meslek hastalığı bildirimi yapmaları ve bunun bir sonucu olarak hak ettikleri ödeneklerden faydalanmaları mümkündür.
Serbest meslek mensubu hekimlerin ve kurdukları şirketler vasıtasıyla fatura karşılığı özel sektörde hizmet veren sayısız hekimin COVID-19 ile mücadelede aktif rol aldığı bilinmektedir.
İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ile Türk Tabipler Birliği’nin fikir birliğine vardığı üzere, bahsi geçen hekimlerin, hizmet verdikleri süreler dahilinde COVID-19 ile ilişkilendirebilecek kazaların gerçekleşmesi halinde, iş kazası bildirimi yapılması mümkündür. Örneğin, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışan birinin solunum yollarına, göz mukozasına ya da açık yaralarına hastanın öksürük, hapşırık ve diğer vücut sıvılarının sıçraması ya da bulaşması hallerinde ilgili hekimler tarafından bizzat iş kazası bildirimi yapılması gerekecektir
Ani gelişen bir olaya ilişkin herhangi bir saptama olmasa dahi, ilgili hekimlere COVID-19 teşhisi konması durumunda, hastalığın yapılan işle yakın bağı gözetilerek, meslek hastalığı bildirimi yapılması uygun olacaktır. Nitekim, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü de, COVID-19 tanısı konan sağlık personelleri açısından ilgili durumu iş ve meslek kazası olarak nitelendirmektedir. Aynı hususun, 4/b statüsündeki hekimler için de uygulama alacağı şüphesizdir.
Farklı hukuki görüşlerin öne sürülmesi sonrası, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2020/12 sayılı corona virüsü Hakkında Genelgesi ile konuya açıklık getirildi. Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan yeni tip corona virüsü Sosyal Sigortalar Kurumu'nun genelgesi ile salgın hastalık statüsünde kabul edildiğinin altı çizilerek, Covid-19 virüsünün bulaşıcı bir hastalık olduğu ve söz konusu salgına maruz kalan ve sağlık hizmet sunucularına müracaat eden sigortalılara hastalık kapsamından provizyon alınması gerektiği vurgulanmıştır. Yani Covid-19 iş kazası veya meslek hastalığı değil hastalık olarak kabul edilmiştir. İş yerinde veya iş yeri dışında salgına yakalanıp yakalanmadığına bakılmaksızın hiçbir Covid-19 pozitif vakasının SGK'ya iş kazası veya meslek hastalığı olarak bildirilmesine gerek yoktur denilmiştir.
Av. M. Emin BARINLI
YORUMLAR