Limited Şirketlerde esas sermaye paylarının devredilebilmesi mümkündür. Ortaklar arasında yapılacak bir Hisse Devir Sözleşmesi veya alınacak bir karar ile hisse devri gerçekleştirilebilir. Fakat bu devir yapılırken devredene serbestçe devir imkanı tanınmamış, aksine sıkı şekil şartlarının varlığı aranmıştır.
ESAS SERMAYE PAYININ DEVRİNİN ŞARTLARI
Türk Ticaret Kanunu’nun 595.maddesi Limited Şirkette esas sermaye payının hangi şartlara bağlı olarak yapılabileceğini düzenlemiştir.
1-)Yazılılık Kuralı :
Geçerli bir esas sermaye payının devrinden söz edebilmek için öncelikli şart, esas sermayenin devrini sağlayacak işlemlerin yazılı olarak yapılmasıdır. Yazılı olarak yapılmayan işlemin hukuki olarak hiçbir geçerliliği olmayacaktır. Esas sermaye payını devretmek isteyen kişi ile devralan kişinin bu yöndeki irade beyanları yazılı olmak zorundadır. Taraflar bu irade beyanlarını sözleşmeye dökebilirler.
Devreden ve devralanın şirket ortakları olması da mümkündür. Uygulamada sıklıkla devreden ve devralan şirket ortağı ve esas sermayenin belirli bir kısmına sahiptir.
2-)İmzaların Noterce Onanması :
Esas sermaye payını devreden ile devralan kişilerin iradelerini yansıttıkları belgenin (sözleşme) altındaki imzaların noter tarafından onanması gerekmektedir. Devreden ve devralanın kendilerinin düzenlemiş oldukları devir beyanı altındaki imzaları noter huzurunda kabul etmeleri ve noterin de bu imzaları onaması gerekir. Noter tarafından bu noktada başkaca bir işlem yapılmaz.
3-)Devir Sözleşmesine Eklenebilecek Yükümlülükler :
Devreden ve devralan yapmış oldukları devir sözleşmesi ile; ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullar da belirtilir. Bu koşulların sözleşmede bulunmaması sözleşmeyi geçersiz hale getirmez. Bu hüküm ile devir sözleşmesinin taraflarına devrin ek yükümlülüklere bağlanabilmesini sağlayan bir hak tanınmış olmakla birlikte tarafların devrin koşula bağlanamayacağını ileri sürmeleri de sınırlandırılmıştır. Ancak gerek şirket ana sözleşmesinde gerekse devir sözleşmesinde bu yönde bir sınırlayıcı hüküm yoksa taraflar devir sonrasında birbirlerinden yan edim talebinde bulunamayacaklardır. Şirket kuruluşunda hisse devri engellenmek isteniyorsa; ya da özel şarta bağlanmak isteniyorsa bunun ana sözleşme ile ya da daha sonra ana sözleşmede yapılacak tadil ile eklenmesi mümkündür.
4-)Genel Kurul Onayı :
Esas sermaye payının geçerli olabilmesi için, şirket ana sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, esas sermaye payının devrini Limited Şirket Genel Kurulu’nun onaylaması gerekmektedir. Bu şart son derece önemlidir. Kanun; Limited Şirketlerin Anonim Şirketlere göre sermayesi ve ortakları daha az olabileceğinden, Limited Şirketin Genel Kurulu’nun şirkete yeni girecek ortak hakkında son kararı vermesini hedeflemiştir. Limited Şirketler, günümüzde çoğunlukla birbirleriyle ticari ilişkilerinin yanı sıra aile üyeleri arasında da kurulduğundan Limited Şirketten hisse devralabilecek yabancı bir şahsın Genel Kurul onayına tabi tutulması ticari hayatın olağan akışına da uygundur.
Uygulamada sıkça rastlanan bir durum Genel Kurul onayının Ortaklar Kurulu kararı şeklinde alınmasıdır. Nitekim eski kanun zamanında genel kurul toplantısı şeklinde bir toplantı bulunmadığından, ortaklar kurulu toplantısı olarak belirtilen kararın genel kurul toplantısı olduğu kabul edilmektedir. Uygulamada ve Türk Ticaret Kanunu haricindeki bazı mevzuatta hala Limited Şirket Genel Kurulu için ''Ortaklar Kurulu'', Genel Kurul Kararı için de ''Ortaklar Kurulu Kararı'' kavramları kullanılmaktadır. Bu kavramlar, eski Ticaret Kanunu'nda yer almaktadır. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda ise Anonim Şirketlerde olduğu gibi ''Genel Kurul'' kavramına yer verilmiştir. Ortaklar kurulu kararı diye kanuni bir ibare artık bulunmamaktadır. Bu amaçla alınmış olan kararın üzerine başlık olarak Ortaklar Kurulu kararı yazılmasının Genel Kurul kararı olarak kabul edilmesi hakkaniyetin bir gereğidir. Çünkü hissesini devreden kötü niyetli bir kişi bu kararın Ortaklar Kurulu olduğundan bahis hisse devrinin iptalini talep edebilir.
Diğer bir husus ise; iki kişiden oluşan bir limited şirketin aldığı ortaklar kurulu kararının vasfıdır. Şu halde ayrı bir organ oluşturulmadıysa iki kişiden oluşan limited şirketin hisse devrinde yine bu iki kişinin asaleten veya vekâleten bulunması da genel kurul onay vasfı taşır kanaatindeyiz.
Genel Kurulun Onayı Her Durumda Alınmak Zorunda Mıdır?
Limited Şirketin tek ortaklı veya iki ortaklı olduğu durumlarda esas sermaye payının devrinin gerçekleştirilmesi bu iki ortağın veya ortakların temsilcilerinin katılımıyla da gerçekleştirilebilir. Bir ortak diğer ortağa hisselerinin tamamını devredebileceği gibi bir kısmını da devredebilir. İki ortaklık Limited Şirkette kararı alan iki ortaktan başka ortak bulunmadığından, alınan bu kararın Genel Kurul kararı olarak alındığının kabul edilmesinde bir engel yoktur. Çünkü iki ortak dışında bu kararı onaylayacak bir Genel Kurul bulunmamaktadır. Nitekim Prof. Dr. Hami Şener’in bir Yargıtay Kararına dayanarak yapmış olduğu değerlendirmesi şu şekildedir; Bazı istisnai durumlarda, ortaklık sözleşmesinde onaya gerek olmadığı belirtilmese bile, yine de genel kuruldan onay kararı alınmasına gerek olmayabilir. Gerçekten de örneğin payın devri sözleşmesine bütün ortaklar katılmışlar ve muvafakatin bulunmadığını sonradan ileri sürme hakkın kötüye kullanılmasını gerektiren bir davranış niteliğini taşıyorsa, bu halde onay kararı almaya gerek yoktur.
Şu halde; sıkça ihtilaf görülen konu da iki kişiden oluşan bir limited şirketin aldığı ortaklar kurulu kararının vasfıdır. Eğer ayrı bir organ oluşturulmadıysa iki kişiden oluşan limited şirketin hisse devrinde yine bu iki kişinin asaleten veya vekâleten bulunması da genel kurul onay vasfı taşımaktadır.
5-) Payı Devrinin Kısıtlanmamış Olması ve Genel Kurulun Onay Vermemesi :
- Şirket ana sözleşmesine eklenecek bir hüküm ile esas sermaye payının devri engellenebilir.
- Şirket ana sözleşmesinde aksi bir hüküm yoksa Genel Kurul bir sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
Şirket esas sermaye payının devri engellenmiş veya Genel Kurul bir sebep göstermeksizin onayı reddetmişse ne olacak? Bu durumda şirket ortağının haklı nedenle şirketten çıkma hakkı bulunmaktadır. Şirket ortağı bu nedenlere dayanarak şirket ortaklığından ayrılabilir.
- Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
Genel Kurul, esas sermaye payını devralacak olan kişinin ödeme gücünü şüpheli görmesi üzerine devralacak olanın istenen teminatı da vermemesi üzerine, şirket esas sözleşmesinde hüküm olup olmadığına bakılmaksızın onayı reddedebilir.
- Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.
Bu düzenlemenin amacı hisse devrinin sürüncemede bırakılmaması ve Genel Kurulun bu konuda bir karar vermesinin sağlanması amacıyladır. Nitekim kötü niyetli kişiler tarafından bu talep hakkında bir karar verilmemesi, devralan ve devredenin sahip olduğu hakları ihlal edebilir.
DEVRİN TESCİLİ VE DEVİR İŞLEMLERİNİN TİCARİ DEFTERLERE İŞLENMESİ
Hisse Devrinin Ticaret Siciline Tescili
Esas sermaye payı devrinin şekil şartları Türk Ticaret Kanunun 595.maddesinde belirlenmiş olup, bunun dışında kurucu olmamakla birlikte devrin pay defterine işlenmesi ve ticaret siciline bildirilmesi işlemleri vardır.
Pay devrinin ticaret siciline işlenmesi kurucu değil, açıklayıcı bir işlemdir. Ticaret Sicil Memuru, yukarıda belirtmiş olduğumuz kanuni unsurların bulunduğunu tespit ettiği takdirde devri ticaret siciline işler. ‘’Nitekim pay defterine kayıt işleminin kurucu değil, sadece açıklayıcı nitelikte olduğundan sicil müdürü tescil işlemi için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür.’’
Pay devrinin ticari defterlere işlenmesi de kurucu bir işlem değildir. Kurumsal bir yapıya sahip olan şirketler, yaptıkları işlemlerin açık ve görünür bir şekilde olmasını sağlarlar. Şirkette yapılan işlemlerin şirket defterlerine kaydedilmesi, hesap ve kitapların şeffaf olması üçüncü kişilerin şirkete olan güvenini sağlar. İşte devrinin ticari defterlere işlenmesinin gayesi de budur. Pay devrinin şirket ticari defterlerine işlenmemesi pay devrinin geçersizliğini doğurmaz. Nitekim devir, genel kurulun onaylanması ile geçerli hale gelir.
Hisse Devrinin Tescil Edilmemesi Halinde Devrin Durumu Hakkında Yasal Bir Düzenleme Var Mıdır?
Hisse devrinin ticaret siciline tescilinin kurucu bir işlem olmadığını belirtmiştik. Dolayısıyla hisse devrine Genel Kurul tarafından onay verilmesi yeterlidir. Bu yönde Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan düzenleme şu şekildedir:
Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan SERİ A SIRA 5 NO.LU TEBLİĞ: Ortaklık payının devri; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse ortaklar genel kurulunun onayı bu onayın bulunmadığı halde üç aylık sürenin geçmesi ile hüküm ifade etmektedir. Bu durumda ortaklık payının devredildiği tarih olarak noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması gerekmektedir.
Hisse Devri İşlemlerinin Ticari Defterlere Tescili
Limited Şirketler; yevmiye defter, defteri kebir, envanter defteri, pay defteri, ortaklar kurulu kararı veya genel kurul toplantı ve müzakere defteri tutmak zorundadırlar.
Limited Şirketlerde esas sermaye paylarını içeren bir defter bulunur. Bu defterin adı Pay Defteridir. Hisse devri yapıldığı takdirde devrin işleneceği defter Pay Defteridir. Pay Defterinin mahiyeti, şirket payına sahip olanlar açısından ispatı sağlar. Bir başka deyişle, pay defterinde kayıtlı bulunan kişiler, şirket ortağı sıfatını haizdir. Hisse devri pay defterine ancak Genel Kurul tarafından onaylandığı takdirde işlenebilir. Hisse devrinin pay defterine işlenmesi devrin kurucu unsuru değildir.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlardan bir tanesi şirket ticari defterlerine ulaşılamaması halinde hisse devir kararı ve kaydının defterlere nasıl yapılacağıdır. Şirket ortakları arasındaki ihtilaflar nedeniyle, ticari defterleri elinde bulunduran ortak bu defterleri iade etmiyor olabilir. Bununla birlikte defterler kaybolmuş veya çalınmış olabilir. Bu durumda defterlere ulaşılamıyorsa devir işlemi geçersiz mi sayılacaktır? Bu sorunun cevabı hayırdır. Kuşkusuz bu durumda ticari defterler kaybolmuşsa yahut ticari defterleri kötü niyetli olarak iade etmeyen ortağa karşı hisseleri devralan kişinin korunması gerekir.
Ticari defterlere ulaşılamaması halinde devir kararı ve kaydı nasıl yapılacaktır?
Pay devrini gerektiren kararların ve devrin belirtilen nedenlerden biriyle ticari defterlere işlenememesi halinde Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’in 11.maddesine göre: ‘‘Limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun şirket yönetimi ile ilgili olarak aldığı kararlar genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilebileceği gibi ayrı bir müdürler kurulu karar defteri de tutulabilir. Müdürler kurulu karar defterinin tutulması halinde açılış ve kapanış onayları dahil olmak üzere yönetim kurulu karar defterine ilişkin hükümler uygulanır. Kararların genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilmesi halinde 10 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hususların yazılması zorunludur. Ayrı bir müdürler kurulu karar defteri tutulması halinde müdür veya müdürler kurulu kararları genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilemez.’’ hükmü uygulanabilecektir. Bu hükme göre, şirket yönetimi ile ilgili olan ortaklık hisse devri kararının genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilememesi halinde ayrı bir müdürler kurulu karar defteri tutularak bu kaydın yapılabileceği öngörülmüştür. Bu hükümle, ticari defterleri iade etmeyen kötü niyetli ortağın devri geçersiz kılma itirazlarının önüne geçilebilecektir.
İlaveten; pay defterinin yeniden çıkarılması da mümkündür. Buradaki amaç aleniyet ve kayıt olduğundan dolayı; yeni çıkartılacak pay defterine şerh düşülerek de hisse devrinin kaydı mümkün olur kanaatindeyiz.
Hisse Devri Vekil Aracılığıyla Yapılabilir Mi?
Sıklıkla karşılaşılan sorulardan bir tanesi, hisse devri kararına hissesini devredenin katılmak zorunda olup olmadığıdır. Bu soru içerisinde hisse devrinin vekil(temsil) aracılığıyla yapılıp yapılamayacağı sorusunu da barındırmaktadır. Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki, Türk Ticaret Kanunu’nun 617.maddesi ; ‘’Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.’’ hükmü uyarınca ortak kendisini genel kurul toplantısında ortak olan veya olmayan bir kişi ile temsil ettirebilir.
Madde hükmü doğrultusunda devreden veya devralan ortak, ortak olan veya olmayan bir kişiye vereceği vekaletname ile pay devir sözleşmesi yapması imkanı tanıyabilir, kendisini genel kurulda temsil ettirebilir ve adına oy kullandırabilir.
Bu doğrultuda Prof. Dr. Oruç Hami Şener de; ‘‘Kuşkusuz verilmiş olan vekaletname ile de pay devir sözleşmesinin vekil ile yapılması olanaklıdır. Şayet devir sözleşmesi kanunen öngörülen şekilde yapılmazsa, bu durumda herhangi bir şey ifa etmiş olan sözde payı devralan verdiklerini sebepsiz zenginleşmeye dayanarak geri talep edebilir.’’ görüşündedir.
Şekle Aykırı Devrin Sonuçları Nelerdir?
Türk Ticaret Kanunu’nun 595.maddesinde belirtilmiş olan şartlar hisse devrinin kurucu unsurlarıdır. Bu unsurlardan birine aykırılık halinde hisse devri geçersiz sayılır. Fakat uygulamada hisse devri geçersiz olsa dahi tarafların birbirlerine karşı ifa amacıyla bir şeyler verdiği görülmektedir. Şekil şartın uymama nedeniyle hisse devrinin geçersiz olduğu durumlarda, tarafların birbirlerine verdikleri şeylerin geri alınabilmesini sağlaması sağlanması kuşkusuzdur. Bunu sağlayan yollardan bir tanesi sebepsiz zenginleşme davasıdır.
‘‘Şayet şekle uygun olarak devir işlemi yapılmazsa, yapılan işlem geçerli olmaz. Bu durumda ifa amacıyla taraflar birbirlerine bir şeyler vermişlerse, örneğin özellikle payı devraldığına inanan bir kısım ödemeler yapılmışsa, bu durumda verdiklerini sebepsiz zenginleşme ilkelerine (TBK 77 vd) göre geri alınabilir. Nitekim Yargıtay da bazı kararlarında bu hususa işaret etmiştir. Bu kararlar Yeni TTK bakımından da geçerliliğini sürdürecektir.’’
Makalemizde, Limited Şirketlerde Hisse Devri ve Şartları ile Devrin Tescili ve Ticari Defterlere işlenmesini açıklamaya çalıştık. Önemle belirtmek isteriz ki, Limited Şirketlerde Hisse Devri ilk bakışta basit bir işlem gibi görünse de özünde çok detaylı ve incelikle yapılması gereken işlemler barındırmaktadır
Avukat Furkan Yünlü & Avukat Burcu Solmaz
Kaynakça
1. Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, 307-308 syf. Şener, Prof. Dr. Oruç Hami.1.
2. Pulaşlı, Prof. Dr. Hasan. Şirketler Hukuku Genel Esaslar Kitabı 5.baskı s.800.
3. https://www.gib.gov.tr/node/88330. [Çevrimiçi]
4. Şener, Prof. Dr. Oruç Hami. Yeni TTK Döneminde Anonim ve Limited Ortaklıklara İlişkin Verilen Yargıtay Emsal Kararlarının Değerlendirilmesi, 140-141 syf.
5. Prof.Dr. Oruç Hami Şener, Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, 292-293 syf.
YORUMLAR